Sivas deplasman organizasyonunu gerçekleştirmek üzere 27 Nisan 2018 cuma akşamı yola çıktım.
Sivas'a vardığımda saatler 06.00'yı gösteriyordu. İlkbahar kendisini iyice hissettirdiği için artık hava sabahları da sıcaktı. O sıcaklıkla uzun bir yürüyüşün içinde buldum kendimi. Deplasman arkadaşım Berkay'ın eşliğinde epey bir yürüyüp merkezi dolaşarak Sivas'ta şu an kaçıncısını yaptığımı anımsayamadığım gezintinin ilk kısmını tamamlayarak stada doğru yöneldim.
Tribünde yaklaşık yirmi taraftar olarak takımı desteklemeye başlamıştık. Sivasspor tribünleri pek dolu değildi, rakip üzerimize dahi gelmiyordu. Zorlasalar en az üç dört gol atacakları maçta illa ki pozisyonlar buluyorlardı ama herhangi bir ciddi baskı göstermiyorlardı. Biz ise saçma sapan oyunumuz, garip kadromuz ile yenilmek için âdeta çırpınıyorduk. Nitekim öyle de oldu. Tabi ki pozisyon kaçırdık ama hiç zorlamayan Sivasspor karşısında dahi bir puanı hak etmedik. Üst üste üçüncü maçtan da yenilgiyle ayrılarak küme düşmeye bir adım daha yaklaştık.
Maç sonrası diğer taraftarlarımızı Ankara'ya uğurlayıp Berkay'la biraz dolaştıktan sonra onu da uğurlayarak akşam gezmesine çıktım. Gündüz gezdiğim yerlere ek olarak kendime bir yürüyüş güzergâhı belirledim. Yaklaşık on sekiz saatin sonunda, gündüz sıcak olan havanın iyice soğumasıyla kollarım biraz uyuşmuş, fazla yürümekten ayaklarım ağrımıştı. Gece yarısı Ankara yoluna çıkarken kendimi hızla uykuda buldum. Bu sezonun benim için büyük ihtimalle son deplasmanından güzel bir gezintiyle ama hem kötü oyunla hem de puansız dönüyordum.